İçeriğe geç

TÜFENKÇİ’NİN BÜYÜKŞEHİR’E ÇIKMA HAYALİ

Eski Gümrük ve Ticaret Bakanı, AK Parti MYK üyeliği ve mevcut Malatya Milletvekili Bülent Tüfekçi’nin Büyükşehir belediye başkanlığı için PR çalışmaları içinde olduğunu duymayan bilmeyen kaldı mı acaba? Bu analiz yazısı için elbet erken bir takvimdeyiz diyebilirsiniz, taşların şimdiden döşendiğini var sayarsak bilakis çokta erken sayılmaz. 

Doğrusu Tüfenkçi’nin bu düşüncesini destekleyen bir çok argüman birikmiş görünüyor: 

Deprem sonrası Malatya büyük bir yeniden inşa sürecinden geçiyor. Devlet ve Toki destekli ciddi yatırım ve koordinasyon mevzuatını önümüzde ki süreçte referans gösterme amaçlı. 

Tüfenkci’nin bakanlık deneyimi nedeniyle bu süreci yönetmek istediği, bazı çevrelerce yüksek oktavlı dillendirilmesi…

Sami Er’in tüm şişirme ve zoraki etrafının doldurulmasına karşılık Ak Parti içinde daha güçlü bir aday ihtiyacı doğurması…

Tüfenkçi’nin Malatya’da zorlayan Öznur Çalık, Selahattin Gürkan gibi dominant  rakiplerinin saha dışında kalması. 

AK Parti’nin Malatya teşkilatında zaman zaman güç gruplarının hesaplaşmaları, eski–yeni kadrolar arasında çatışma, il ve ilçe örgütleri arasındaki çekişmeler doğrusu Tüfenkçi’nin bu projesinin önünde ki en büyük engeller arasında. Her ne kadar kulislerde Tüfenkci’nin uzun zamandır; Malatya için daha belirleyici bir konumda olma, belediye üzerinden daha aktif icraat yapma isteğinin olduğu iddia edilse de mevcut engelleri aşmak konusunda hiç bir mekanizmayı henüz çalıştırmış değil yada gücü bulunmuyor. 

Çünkü siyaset, zor bir sanat. Siyaset kendini yeniden var edebilmek çabasıdır. Aslında büyük kalabalıklar arasında yalnız kalabilenlerin işidir. Bütün gözler üzerinizde, hem yaptığınız iş icabı dudaklarınıza bir tebessüm yerleştirip maske takmanız gerekir hem de bütün insanlara has mahremiyet ihtiyacınızı o projektörler altında karşılamak zorunda kalırsınız. İlişkilerinizde aşırı dikkat, aşırı titizlik, kendinizle baş başa kaldığınız zaman ruh dünyanızda ağır bir yüke dönüşür. Çoğu siyasetçi error vermeye başlar; yakın çevresi düzeltmeye girişir. Siyasetçi her adımında bu kapanın radarındadır. Muhtarına kadar böyle.  

Dolayısıyla Tüfenkçi Büyükşehir’i şimdiden gözüne kestirmiş olabilir, hatta çokta istiyor olabilir. Lakin Büyükşehir belediye bütçeleri, yatırım imkanları, şehir dönüşümü üzerindeki yetkileri açısından Türkiye’nin en güçlü yerel makamları arasında olan bu çok çetrefilli sistemler hakkında bilgi yetersizliğinden öte ciddi bir metal yorgunluğu söz konusu. Yani Tüfenkçi velhasıl vadesini doldurmuş, Malatya kartvizitine çok şey katacak aşamaları çoktan geride bırakmış bir aktör. Hele de en önemli diyebileceğimiz başlık ise Gümrük ve Ticaret bakanı olduğu dönemde Malatya’yı tamamen “pas” geçmesidir. Adıyaman, Sivas ve Erzincan’a uğrayan –hızlı tren– projesini ıskalamamız halihazırda gözümüz önünde bir cenaze gibi duruyor. Kuzey kuşak yolu gibi nerdeyse çeyrek asırdır her siyasinin imtihanı olan bir baş belasını tam olarak halledemediler. Elbet yukarıda saymış olduğumuz önemli görevlerden sonra finali büyükşehirle yapmak isteği son derece doğal bir refleks. Bu nedenle her siyasetçi için makas değiştirme stratejik bir pozisyondur ve Tüfenkci’nin de bu noktada “şehri şekillendiren aktör olma” hedefi taşıma isteği son derece normaldir dememiz bu yüzden mümkün değil. 

Ha arkasında durduğu bir çocuk var, oldukça son yıllarda popüler bir hale geldi. Tüfenkçi’nin kendinden sonraya yetiştirdiği bu genç kardeşimize ağırlık verse, onu Malatya siyaset ikliminin tüm renkleriyle tanıştırsa daha makul olacağı kuşkusuz.

Tüm bu realiteler ışığında geriye dönüp Malatya siyaset tarihçesini en başından analiz edebiliriz. Geçmiş dönemlerde, mevcut ve yarına bugünden hazırlanan isimlerin hepsini masaya yatırma bilgisi ve tecrübesine sahibiz evvel Allah. Sonuçta özetle ortaya çıkan tablo şunu gösteriyor: Malatya şehrinin ciddi bir kabuk değişimine ihtiyaç duyduğu bir safhadayız. Eskiler ile yeniler çatışması başlamadan, dipten gelen yeni isimlere alan açmak üzere daha konumlanmalıyız. Sürekli geriye dönüp aynı isimlerin sadece altında ki koltukları değiştirmek, farklı zamanlarda farklı koltukların el değiştirmesi çarpıcı bir siyasi yozluk olarak karşımıza çıkarıyor. Toplumda bu durumdan elbet hoşnut değil. Başka bir açıdan bakınca AK Parti iktidarının Malatya’da öne sürdüğü hep aynı isimler etrafında dönüp durması  ve siyasî yelpazenin zirvesinde olsa bile metal yorgunu bir başarısızlığı, yalnızlığı daha çarpıcı şekilde bize sunduğu görülmektedir. 

Tüfenkçi kişiliğine diyeceğimiz yok. Bugün aradığınızda telefonun ucunda “alo” deme garantili bir siyasi büyüğümüz. Şahsen ben yazılarımda “Bülent abi” diye hitap etmeyi de severim. Şahsına münhasır eyvallah saygısızlık edip, haksızlık edemeyiz.  Şahsına saygı ayrı başka bir şey siyasi analiz kaynaklı verileri ortaya koymak başka. Dolayısıyla artık resmen ilan edilmeyen, ne var ki kulislerde şimdiden kaynayan Büyükşehir adaylığı bütün hızı ile devam ettiğini de buraya not düşelim. 

Veli Ağbaba faktörü

Diyelimki 2029’a kadar Allah ömür vefa etti, herhangi bir aksaklık yaşanmadı, Bülent abinin planları ve stratejileri amacına ulaştı ve Ak Partinin adayı olarak Büyükşehir’de sandığa gidildi. Muhalefetinde elleri armut toplamıyor. 2024 yerel seçiminde sandıkları zorlamış bir aktörün daha donanımlı, temkinli ve de önceki seçimden göze çarpan boşlukları doldurarak gelme olasılığını şimdiden hesaplamalıdır Tüfenkçi. “Nasıl Büyükşehir’in başına geçerim?” sorusundan çok Ağbaba engelini nasıl aşabilirim formülüne odaklanmalıdır. Yılların metal yorgunluğu, bakanlık döneminde çok fazla hikaye ortaya koyamaması, Malatya’da sürekli belirleyici olmaktan çok var olma çabası Tüfenkçi’nin Ağbaba karşısında şans limitini riske koyabilir.  Sizlerde farkındasınızdır Ağbaba evet Malatya milletvekili ama daha geniş bir minvalde elini Malatya üstünden çekmiyor. İkinci şansını Büyükşehir için muhakkak deneyecektir. Acaba Tüfenkçi’nin bu konuda bir planı var mı? Sanmıyoruz. 

Özetle Tüfenkçi Malatya’da elde edeceği bütün koltuklara sahip oldu. Biri hariç. Şimdi sıra onda mı seçmen ve anketler belirleyecek. Tüfenkçi’nin önümüzdeki dönemde Büyükşehir’i almak için diğer milletvekilleri, il yönetimi desteğine, hatta seçmeni ikna etme işbirliğine ihtiyacı var. İktidarın son yıllarda ki kan kaybı da buna dahil. Şehirde siyaset oldukça gerildi. AK Parti halkla bütünleşme sorununu bir türlü çözemedi. Ekonomik kriz başlı başına en büyük sorun. Üstelik dipten gelen genç nüfus daha bilinçli, politik düşünen ve de çok aşamalı araştırıyor. Yani ampüle basan kemik yaşlı kitlenin sayısal oranı bir daha göz önünde bulundurulursa işlerin o kadar kolay olacağını sanmak zor! Yine de zaman neyi getirir bilemeyiz. Tüfenkçi Ak Partinin Malatya’da abisi ancak bu büyükşehire aday olması için yeterli bir sebep değil. Etrafındaki ve Ak partinin yereldeki ayak bağlarını savuşturup ayakta kalmasına bağlı. Büyükşehir hayali son kale. Bu kale devrilirse Ak Parti diplerden gelen yeni isimlerin vuruşacağı meydana dönüşecek. Şimdiden bir kaç isim tanıyorum. Eski tayfanın başlarını geri çekmesini bekliyorlar. O başlardan biri de Tüfenkçi’ye ait. Yani siyaset İktidarın seferber ettiği güç, devletin egemenlik yetkileri, siyasî hegomonya değil. Onlar bu ayırımı yapabilen ayakta kalır. Ben geldim artık her şey emrime amade diyenler değil. Eskiler gibi düşünen yanılır. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir