
Farkında mısınız siyasiler gergin, ruhsuz, umutsuz ve hazin bir bekleyiş içerisindeler. En basiti Malatya’nın bir su krizini çözemiyorlar. Şehrin bir çok ana arterine su verilemiyor. Tamam Toki deprem konutlarını devlet güvencesi altında 20 yıl ödemeli ve yerel siyasetten bağımsız olarak yapıyor / yapacakta ama yerel orkestra Bremen mızıkası çalmaktan usanmayacağını kafasına koymuş bir kere. En basiti bir su meselesini dahi çözecek donanıma sahip bir sistem kurmaktan aciz haldeler.
Erken Seçim Zilinin Çalmasını Bekleyenler
Zengin olmak, ihale almak, meclis ayrıcalıklarından faydalanmak, villa yapmak, Meclis antetli araçlarla dolaşmak, itibar görmek, ballı-bollu bir maaş ile birde Ak Partinin ekstra sağladığı konsensulardan istifade etmek, en önemlisi milletvekili kartvizitini taşımak üzere 20 kişilik “aday ordusu “pusuda bekliyor halihazırda. Hepsi’nin tek derdi milletvekili olmak. Özellikle Ak Partili arkadaşlardan olası bir erken seçimde Milletvekili olmak isteyen çokça kişi var bu sefer. Hepsinin derdi yukarıda saydığım ortamın sekup şartlarına vakıf olmak. Ama sorsan halk için burdayız, hizmet edeceğiz, çalışacağız falan filan saymakla bitmez süslü ezberlenmiş, masa başında tasarlanmış, diksiyon eğitimcileri tarafından verilmiş telkinleri. Fakir fukara, köylü, işçi, emekli oy imtiyazını koparmak maksatlı hazır şablonlardan alıntılanmış sözcüklerin ve sözlerin son kullanma süresi seçimi kazanmakla eş değer olduğunu hatırlatmalıyım.
Çevre Yolunda ki Rezalet
Müflis tüccarın eski defterleri karıştırırken bulduğu hadiseye benziyor Çevreyolu’nda yapılan zigzag fenomenliği. Üstelik bunu bize yenilik, çalışıyoruz diye yutturmaya çalışan aklın galiba global dünyadan haberi yok. En fakir ülkeler bile yollarını 100 yıl sonrasına düşünerek tasarlarken bizimkiler Çöşnük gibi Doğu Anadolu kapısına kilit vurdular. Büyükşehir belediyesi özelikle Çöşnük gibi trafiğin çok yoğun aktığı bir bölgede yolu yer altına alması gereken yerde ek şeritlerle yolu daraltma reaksiyonu trafiği resmen kumpas kurar niteliğinde. Silik bir proje, mental bir baştan salma atraksiyonu, Basit bir rant işi orda sergilenen. Malatya’nın girişini kapatmak değilse başka nedir peki?
Konutlar Yapılıyorda…
Sayısız deprem konutu Malatya’nın her yerinde yükselişte. Görüyoruz bunu. Yeni uydu semtlerin hatta yeni ilçelerin oluşabileceği gündemde. Deprem izlerinin bu cihetle üstesinden gelinmesi gibi bir tablo sonuca ulaşmak üzere. Deprem konutları yapılıyorda ciddi bir konu yine gözden kaçtığı acil ele alınması gereken başlıklar arasında. Yapılan onca deprem konutunun hiç biri denetlenmiyor. Denetliyorsa kim denetliyor? 2020 depreminden inşa edilen konutlar denetleniyordu ama 6 Şubat depremi sonrası yapılan konutların hiç biri maalesef denetleme yetersizliği sorunu ile karşı karşıya. Şipşak yap bitir, ortada bir bina var mı ona bakılıyor! Pütürge’nin Tepehan merkezde 2020 depremi sonrasında inşa edilen 96 konutluk deprem konutlarının alt giriş katlarının su altında kaldığına bakılırsa ciddi bir zaafiyet var devlet tarafından yapılmış işlerde. Mütehaitler güçlü ise kılıfına uyduruyor. Geçen bir tanıdığımla karşılaştım, şirket kurdum dedi, ne şirketi; deprem konutları tam bitirilmeden teslim ediliyor, bizde son tamir ve tadilatları tamamlıyoruz dedi. Konut sahiplerinden ekstra masraf anlamına geliyor bu. Malatya alanına yerleştirilen onca deprem konutu denetlenmiyor beyler, kimse alınmasın.
Malatya Çarşının ilk Görüntüleri Ofsayt
Son günlerde “çarşı” dediğimiz bölgenin kuşbakışı fotoğrafları sosyal medyada yayınlandı. Farklı spesifik sayfalardan şehirde yaşayan ve başka illerde ikametli vatandaşlarımız tarafından binlerce yorum yapıldı. Nedense kimse “aferin güzel olmuş, elinize sağlık! Malatya beklediği çarşıya kavuşuyor” yorumlarına hiç rastlayamadık. “Cezaevine benziyor” yorumları paylaşımlarda banko yorum olarak aktı gitti sürekli. Ve diğer olumsuzluk bildiren yorumlar. 6 Şubat depremi sonrası yeniden, baştan, farklı modern bir çarşı tasarlanması gündeme gelmişti. Gelinen noktada şekilsiz, ucube, tabut gibi binaların kafa kafaya vermesi harici başka bir şey yok. “çarşı projesi” baştan salma, ruhsuz, prestij sanatından, estetik ve statikten mahrum bir görüntüyü gözümüze gözümüze sokmaya devam ediyor. Neden böyle oldu, neden böyle yaptınız, daha legal bir görüntü olabilirdi. Neden ilgilenmediniz, farklı bir proje yapılmadı, neden böyle oldu, neden şekilsiz kargas beton yığını ucubeleri reva gördünüz bize? Neden, neden, neden?
MASKİ çöküşü
Şehirde gündem Maski. Artık insanlar ibadetlerini yapamaz hale geldi. Yönetemiyorlar, beceremiyorlar. MASKİ; hiçbir tarihte depremde bile bu kadar genel anlamda ve uzun süreli kesintiler olmamıştı. Maski Allah’ın bir cezası gibi koca şehrin başına bela olmuş görünüyor. İçme suyu daire başkanlığının asli görevi olan su arızalarını bile ihaleye müteahhite verdiler. 7 ekip Battalgazi bölgesi, 7 ekip Yeşilyurt bölgesi olmak üzere 14 ekip müteahhit firması olabilecek su patlaklarının tamirini yapıyor. Su arıza ekipleri yani MASKİ’nin kadrolu çalışanlarının bir çoğunu şef yaptılar, usta kalmadı, dolayısıyla kahir ekseriyetini müteahhit firma yapıyor; ancak o ekiplerde acemi ve bir arızayı gideriyor ancak, biraz geçtikten sonra da o arıza tekrar nüksediyor. Deniliyor ki 5 tl’lik bir arızayı Mütehaite 40 liraya yaptırılıyor. Kayıp kaçak suyumuz bir hayli çok! Fizikî kayıp ve diğer kaçak su kullanımını MASKİ ekipleri bulamıyor! Sayısız şikayet var. Kısacası MASKİ genel müdürü ve ekibi yönetemiyor! İş yapamayınca hep bir bahaneye sığınıyor. Malum cemaatin adamları ile doldurulduğundan iş yapacak kimse yok. Hepsi torpilli, hepsi birinin güdümünde, hepsi başkan, amir, yada birinin koltuğu altında. Böyle olunca cezasını şehir susuz kalarak çekiyor. Hem sussuz hem en pahalı suyu içiyoruz. Yakında Maski’de yolsuzluk dosyaları da patlayacak. Öyle böyle değil. Bir çok alanda. Ancak ne hikmetse bu kadar basarısız ve yetersiz basiretsiz idarecilere nasıl hala katlana biliyorlar çok manidar…
Esenlik’te Mobing mi İstifa mı?
Kamuoyunun haberi olsun. Esenlık;işçilere müthis bir baskı ve mobing uygulanıyor. Orda çalışanlar hepsi fakir fukara ekmeğinin peşinde insanlar. Bundan dolayı bır çok çalışan dayanamıyor ve kendi isteği ile çıkış alıyor. Zaten kalite ve fiyatlar dibe vurmuş durumda. Meston’da hakkını arayan 19 kişinin iş aktı fesh edildi. 70 kişi deniliyor istifasını vermek zorunda kalmışlar. Tazminatları 3 taksit halinde ödenecekmiş. Bu insanlara yazık değil mi !
Belediyede Güç Savaşı
Belediye içi fokur-fokur kaynıyor. Ast üst hiyerarşi ipi kaçırılmış. Basın ve Sosyal medyanın başına Orhan atak gelmiş diyorlar! Belediye içinde bu habere sevinen çok oldu çünkü Kadir Çelik belediyede personel ve birçok üst düzey yetkili tarafından istenmeyen bir isim. İstememesinin bir çok nedenini sıralayabilirim. Ayrıca Belediye içinde gruplaşma ve güç savaşı var. Görünen o! Yeni bır yapılanmayla gidilecek ve bazı üst düzey bürokratlara yol ayrımı olacak deniliyor ve ciddi kaynaklardan Başkanın yanındaki Sabri Bayat ve Erol Kartalı dememe gerek dahi yok! Hem Sami bey’e zarar vermekteler hemde tüm insanların antipatisini kazanmış ve karar alma mekanizmasında etkililer. Özellikle Sabri Bayat için MASKİ’de yakınlarına ve tanıdıklarına ihale aldığı söylentileri bayağı çıkmış durumda. Yani ihale aldığını biliyoruz ama bu belgesi işte diyemiyoruz. Yakında onu da diyeceğiz. Nasıl olsa Sami beyin 2,5 yılı kaldı zulaları dolduruyor bunlar. Belediye içinde Belediyedekı çok az bir azınlık hariç tüm personel huzursuz, mutsuz ve heyecansız. Aslında tüm malatya STK’larından tutun vatandaşa kadar. Şunu diyorlar; hayatımızda bu kadar kötü yönetilen bir belediye görmedik, bu kadar beceriksiz bır başkan görmedik diyor ve bu da Ak Partinin hanesine eksi olarak yansıyor ciddi anlamda…

Timur bey,
Yazınız, Malatya özelinden başlayarak hem yerel yönetimlerin hem de merkezi idarenin uygulamalarındaki eksiklikleri ve halkın gözünden kaçmayan sorunları net bir şekilde ortaya koyuyor. Ortaya koyduğunuz tablo, sadece teknik yetersizlik değil, aynı zamanda yönetim anlayışındaki çöküşü de yansıtıyor. Su krizinden çevreyolu rezaletine, deprem konutlarındaki denetimsizlikten belediye içindeki güç savaşlarına kadar her başlık, vatandaşın günlük yaşamına doğrudan dokunan konular. Bu kadar geniş çaplı sorunların üst üste yaşandığı bir şehirde, yöneticilerin hâlâ “vitrin” projelere odaklanması ve halkın temel ihtiyaçlarını görmezden gelmesi, asıl sorunun zihniyet sorunu olduğunu gösteriyor. Siyasi çıkarlar uğruna belediyelerin, kurumların ve şirketlerin adeta çiftlik gibi yönetilmesi, liyakatsiz kadroların kritik noktalara getirilmesi ve eleştirilere kulak tıkanması, halkın devlete ve siyasete olan güvenini her geçen gün biraz daha sarsıyor. Malatya’nın ve benzer durumda olan şehirlerin geleceği, ancak gerçek anlamda hesap verebilir, halkın ihtiyaçlarını önceleyen, şeffaf ve liyakat temelli bir yönetim anlayışının hâkim olmasıyla güvence altına alınabilir. Bugünkü görüntü ise maalesef “yönetim” değil, sadece günü kurtarmaya çalışan bir idarecilik görüntüsüdür.…
Timur bey,
Yazınız, Malatya özelinden başlayarak hem yerel yönetimlerin hem de merkezi idarenin uygulamalarındaki eksiklikleri ve halkın gözünden kaçmayan sorunları net bir şekilde ortaya koyuyor. Ortaya koyduğunuz tablo, sadece teknik yetersizlik değil, aynı zamanda yönetim anlayışındaki çöküşü de yansıtıyor. Su krizinden çevreyolu rezaletine, deprem konutlarındaki denetimsizlikten belediye içindeki güç savaşlarına kadar her başlık, vatandaşın günlük yaşamına doğrudan dokunan konular. Bu kadar geniş çaplı sorunların üst üste yaşandığı bir şehirde, yöneticilerin hâlâ “vitrin” projelere odaklanması ve halkın temel ihtiyaçlarını görmezden gelmesi, asıl sorunun zihniyet sorunu olduğunu gösteriyor. Siyasi çıkarlar uğruna belediyelerin, kurumların ve şirketlerin adeta çiftlik gibi yönetilmesi, liyakatsiz kadroların kritik noktalara getirilmesi ve eleştirilere kulak tıkanması, halkın devlete ve siyasete olan güvenini her geçen gün biraz daha sarsıyor. Malatya’nın ve benzer durumda olan şehirlerin geleceği, ancak gerçek anlamda hesap verebilir, halkın ihtiyaçlarını önceleyen, şeffaf ve liyakat temelli bir yönetim anlayışının hâkim olmasıyla güvence altına alınabilir. Bugünkü görüntü ise maalesef “yönetim” değil, sadece günü kurtarmaya çalışan bir idarecilik görüntüsüdür.
İyi günler, iyi çalışmalar…!