İçeriğe geç

SİRAÇ HANIM NE ZAMAN HAREKETE GEÇECEK?

**Bir Bekleyişin, Bir Dönüşümün ve Bir Sessizliğin Analizi**

Malatya’da siyasetin artık toparlanması gerekiyor. Kendine gelmesi, şoklanması, hatta monoton akışına terk edilmiş geçmişe bir çekidüzen vermesi mecburi bir vazife haline geldi. Deprem gibi çok büyük bir travmanın izlerini kısmen geride bıraktığımıza göre siyasetin yeni fikirler üretmesi, farklı hikayeler ortaya koyması, geleceğe yönelik derin umut dolu adımlar atması zamanı gelmedi mi? 

Bakıyoruz il yönetimi darmaduman. Konuk ağırlama, açılış, ziyaretler haricinde hiç bir amacı yokmuş meğer. Aynı vesileyle Ali Bakan’ın halk nezdinde çok fazla bir muhabbeti kalmadı. Sevgili Babacanı çoktan kaybettik zaten, o artık Ankara’nın rüyasına çoktan gönlünü kaptırdı, Malatya varoş, hazin, ışıkları sönük bir şehirden ibaret. Bildiğimiz kadarıyla bir de komisyon üyesi, sanırım ordan çıkması kolay olmayacak.. Bülent abi özetle diyor “unumu eledim, eleğini astım, malımı mülkümü biriktirdim bana hayli yeter. Büyükşehir’i de verirseniz bir beş yılda orada takılırız, vermesenize canınız sağ olsun” modunda. Bir de İhsan başkan vardı değil mi? Sırtına beş tonluk bir bomba bağlayıp resmen imha etti kendini. Sami başkan derseniz “ne yaptığını, ne söylediğini, kimle yola çıktı, kimle yürüyor” belli değil. Şimdilik sırtını TOKİ’ye yaslamış. Yarın Allah kerimdir. Beş yıl bitince “pırrr” İstanbul’una. 

Geriye kaldı bir isim: İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak. Bu ismi analiz ederken cümlenin sonunda ki soy isime odaklanmalıyız daha çok. “Ölmeztoprak” bölümünden başlayarak toplumun idrakinde var olan beklentisine…

Toplumların hafızasında bazı isimler, bazı soy isimler açık bir eylem için en elverişli figür olarak işaretlenir. Beklentiler, kamuoyunun rasyonel mutabakatı çerçevesinde görülür. Etrafına yaydıkları ışığın çevresini aydınlatma oranına bakılır. Hele de bu topluma mal olmuş bir isimse sessiz sedasız bir beklenti enerjisi oluşur. Malatya milletvekili İnanç hanım tam tersine henüz yapılmamış bir hamlenin yarattığı merakla yer edinir oldu. İnanç Sıraç Ölmeztoprak da bu anlamda, “harekete geçmesinin beklendiği” figürlerden biri olarak anlatıların odağında duruyor. Peki onu bu kadar beklenir kılan nedir? Ve asıl soru: Harekete geçmek ne demektir?

1-Ne Zaman Ekibini Kuracak? 

Siraç hanımın hiç kimseyle polemiğe girmemesi, kendine has siyasi duruşu, tarzı, bire bir yaptığı hane ziyaretlerinde ki başarısını önceki yazılarımızda dile getirmiştik hatırlarsanız. Ne varki ciddi bir eksiği var. Bana göre büyük bir eksiklik. Örgütlenmeye gidemedi yada gitmedi. İl yönetimine doğru düzgün kimseyi yerleştiremedi, bütün ilçelerde hiç bir ağırlığı yok. Tabiri caizse tek başına hareket ediyor. Sadece milletvekili kartvizitinin sağlamış olduğu yetkiler dışına çıkmadı. Yalnızlık siyasette etkisizliktir. Ne olursa olsun il teşkilatı ve ilçelerde derhal teşkilatlanmaya gitmesi, güç temörkinize etmeyi düşünmelidir. Kendi bünyesinde, kendine yakın bulduğu bir ekiple saha da bambaşka bir etki yaratabilir. 

2- Bekleyiş mi Sessizliğin Yükü mü? 

Siraç hanım Malatya’da mevcut tek kadın siyasetçimiz. “Abla” konumunda bilinen Öznur Çalık’tan doğan boşluğu dolduracak bir isim olarak öne çıktı. Öyle ki zaman hızlı akıp giden bir kavram. Haftalar, ayları, aylar yılları getiriyor. 2026’ya sayılı günler kaldı şurada. O halde sessizliği bozucak yeni bir strateji oluşturmanın zamanı. Ev, esnaf, halk ziyaretleri de bir yere kadar. Toplum psikolojisinde “sessiz kalan kişi” her zaman dikkat çeker. İnanç Sıraç Ölmeztoprak’ın adı etrafında dönen sorular, aslında bir kişinin eylemsizliğinden çok, insanların beklentilerinden doğuyor. “Her an bir açıklama mı yapacak? Bir proje mi başlatacak? Bir siyasi ya da sosyal adım mı atacak?” Beklentisi sorularını sormamız için sanırım artık erken değil. 

Yoksa tamamen kişisel bir dönüşümün eşiğinde mi? Eğer kişisel bir dönüşüm eşiğindeyse elini tez elden tutması lazım. Dediğimiz gibi zaman kısıtlı ve sınırlı bir tarihsel aşamadan ibarettir. Takvim yaprakları düşerken doğada meydana gelen hiç bir hadiseyi beklemiyor. 

3-Harekete Geçişin Arka Planı

Hukukçu, belediyede edindiği tecrübe, ailesinin sürekli siyaset merkezinde yer alması ve üstüne milletvekillik kimliği Siraç hanıma bambaşka bir sorumluluk yelpazesi açmaktadır. Ekimde meclis tatili bitti. Kışa girdik. Kış siyasetin menbaasıdır. Kulis motorlarının en hararetli çalıştığı bir dönem. Yazımızın ana gövdesini inanç hanımın üzerine kurduğumuza göre, ne zaman harekete geçecek sorusu ağırlıklı ise; bir insanın “harekete geçme zamanı”, dışarıdan göründüğü kadar basit değilse de bir yerden düğmeye basma vaktini hazır hale getirmek önemli. 

Harekete geçmek için  3 temel etken belirleyici olur:

a) Zamanın Olgunlaşması: Her eylem, uygun ortamı bekler. Hem toplumsal dinamikler hem bireysel şartlar bir noktada kesiştiğinde gerçek adımlar ortaya çıkar.

b) Stratejik Sessizlik: siyasette, sosyal hayatta ve bireysel karar süreçlerinde bazen en güçlü hamle, henüz yapılmamış olandır. Sessizliğin sık sık yanlış okunduğu gerçeği, bu noktada önem kazanır.

c) İçsel Hazırlık: Kişinin kendi içinde tamamlaması gereken süreçler vardır. Karar, bazen dış dünyanın baskısıyla değil, iç sesin netleşmesiyle alınır.

4-Toplumun Merakı mı Beklentisi mi? 

Malatya hassas bir psikolojiye sahip. Depremle birlikte vatandaşın hassasiyetleri daha kriminal bir hale geldi. Her ne kadar nezaketen siyasilerin yüzüne bir bir saydırmasalarda dipten kopan bir fırtınanın yükselip dalgalandığından söz edebiliriz. Vatandaş “Neden-Ne Zaman?”şeklinde iki sorunun cevabını bulmaya yoğunlaşır. İnsanlar, belirsiz durumları anlamlandırmak için tarihler, işaretler ve dönüm noktaları arar. Siyaset ise belirsiz durumları belirler, anlamlandırmak için tarihler öne sürer. Dönüm noktalarını fırsata çevirir. Şayet bunları yoksun hale getirirse toplumun merakı, beklentileri hayal kırıklığına dönüşür. Bu da uzun vadede aidiyet duyduğu siyasi partinin dinamiklerini sarsar ve oy kaybıyla sonuçlanır. İşte tam bu süreçte “Ne zaman harekete geçecek?” sorusu da aslında şu anlamı taşır:

Ne zaman bizi etkileyecek bir değişim başlayacak?”

Bu değişim somut olabilir; soyut da olabilir: soyut yada somut bir değişim ve değişiklik yolunun aşılmaması için hiç bir bahane söz konusu olmaması gerek artık. 

Yeni bir harekete geçmek Nasıl mı başlar? 

Yeni bir söylem…

Yeni bir yolculuk…

Yeni bir liderlik…

Yeni bir duruş…

Farkındaysanız tüm belirlediğim kategorilerin başına “yeni” sözcüğünü yerleştirdim. Demek ki bir “yeni”lik gerekli. Dolayısıyla yanlış anlaşılmasın asıl istek, kişisel değil, kişiye değil, gelebilecek olan değişime yöneliktir.

5-Harekete Geçişin Zamanlaması: 

Tarih büyük liderleri, Vatandaşı ilgilendiren mühim çıkışların oluşması bir an meselesi. Tarihi bilen bilir ki pek çok isim, uzun süre sessiz kalıp bir anda ortaya çıkmıştır.

Bu nedenle, İnanç Sıraç Ölmeztoprak’ın “harekete geçmesi”, tahminle değil, doğru koşullar oluştuğunda gerçekleşmesini bir not, yazı yada telkinle önüne sürmekle başlar. Bu bir gün, bir ay, bir yıl olabilir şeklinde tarihlendirmek bizim elimizde değil. Süre bitmişte olabilir. Ama bir şey kesin: gerçek değişimler, gözle görülmeden önce zihinde başlar.

Özetle analizimi şöyle bağlamak istiyorum: bekleyişin kendisinin bir mesajı var. Bu yazıyı işte o mesaj olarak var sayar, not düşebilirsiniz. Bir yazar olarak değilde toplumun çoğunluğunun içsel sesinin dışa vurumu diyelim. Bakın yazımızın sonunda hâlâ aynı soruya dönüyoruz:

Ne zaman harekete geçilecek?” Belki de asıl cevap şudur: tecrübe birikti, harekete geçiş, tarihsel bir an değil, hazırlığın tamamlandığı andır. Ve o an geldiğinde, zaten herkes görür. 

2 Yorum

  1. Fatma Kılıç Fatma Kılıç

    Cevap, soruda gizli! Yeni bir lider ortaya çıktığında. Bence; İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak ve diğerleri; yeni bir lider ortaya çıkmadan; sınırlı imkanlarını, malzemelerini şimdiden heba etmiyorlar. Bunda da haklılar, çünkü; tek adam rejimi olduğu sürece; bireysel bazdaki çabalarının, çalışmalarının yeterli olmayacağını, yada; değer görmeyeceği düşünüyorlar. Ben olsam, aynı şekilde davranırdım. Mental yorgunluğunu çoktan geçmiş, hatta; miadı dolmuş bir hükümetten kurtulmak için gün sayan; sade vatandaş, bürokrat, teknokratların arasına katılırdım. İl ve ilçe teşkilatlarını kurmak; zaman ve enerji israfı; beyhude bir çabadan ibarettir. Derin Devlet veya başka bir yapının işaret ettiği bir zamanda ortaya çıkacak olan; gerçek bir milli lider ile birlikte, yeni bir oluşuma gitmek en mantıklısı! 6 Ay – 1 yıl sonra kentsel dönüşüme girecek olan eve; yeni bir; mutfak, banyo, vs. yaptırmak gibi; maddi-manevi olarak enerji tüketmeye benzer. Bu hükümet gitmeden; hiç kimse; en ufak bir yatırım, yenilik yapmaz!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir