
Havası, suyu, toprağı, dağı taşı ve insanı daima tarih boyunca övgü ile anılan Malatya’mız artık gün geçmiyorki yeni bir dehlize sürüklensin, siyaseten kan kaybetmesin, golü kendi kalesinde görmesin.
Bu köşeden defalarca yazmışımdır. Mevcut siyasi aktörlerin Malatya’ya nerede nasıl yaptıkları ya da yapamadıkları icraatlerle nasıl zarar verdiklerini…
Tüm bu giriş cümlelerimdeki anlatmak istediklerimi şöyle bir hafta sonu neler oldu diye bakacak olursanız fotoğrafın tüm gerçekliği ile karşınızda olduğunu göreceksiniz.
Önce Kale Göl Otel meselesinde yedik golü. Yaklaşık 2 yıldır “Ey Ahali Duyduk, Duymadık Demeyin…“diye bir tek tellaların deve sırtlarında şehir turuna çıkarılmadığı onun dışında algı için her yolun kullanıldığı Ögretmen Akdemisini Malatya ya kazandırdık balonu patladı.
7 il açıklandığında ne Malatya ne de Kale Göl Otel projede yer almıyordu. 50 milyon lira harcanan 100 yataklı Kale Göl Otel‘e şimdi farklı anlamlar yüklenerek Bakanlıkta yenilen siyasi çalımın üstü kapatılmaya çalışılıyor. Güya Malatya’ya binlerce öğretmen gelecekti, 365 gün aktif olacaktı, hem şehrin ekonomisine katkı hem de öğretmen okulları gibi önemli bir bölge merkezi Malatya’da yer alacaktı.
Bize vadedilen buydu ama gerçekler gün yüzüne çıkınca müjdeci vekilimiz henüz bu konuyla ilgili bir açıklamada bulunmadı. Önümüzde çok acı bir gerçek varki Malatyalılar artık milletvekili Abdurrahman Babacan twet attığında paylaşım yaptığında teyide muhtaç bir müjde olarak görüyor.
Sayın Babacan’dan en kısa sürede bu Öğretmen Akademisi Uygulamasında Malatya’nın 7 il arasına alınmayışına ilişkin açıklama bekliyoruz.
Hafta sonunun bir diğer meselesi ise güzel bir etkinlik diyebileceğimiz “Ordu-millet el ele” diyebileceğimiz -Yerli ve Milli Savunma- Sanayimizin Malatyalilarla Tolga Kışlası’nda buluşmasıydı.
Konuşulan o ki AK Parti Mv. Milletvekili İnanç Karaölmeztoprak yaklaşık 1 ay önce Savunma Bakanı Yaşar Güler’i ziyaret ediyor, –yerli ve milli- silahların mühimmatların ve tüm üretimlerin mümkünse Malatya’da sergilenmesi, halkla buluşturulması fikrini dile getiriyor. Sayın Bakan’ın derhal talimatları neticesinde İnanç Hanımın Malatya 7. Anajet Üssü ziyareti, Valilik koordinasyonu ile İha’lardan Atak Helikoptere, radar sistemimizden yerli toplara, kendi tüfeklerimizden hava savunma sistemimize kadar her şey Malatya’ya geliyor.
Geride kalan Cumartesi- Pazar açık olan bu etkinliğe binlerce Malatyalı katılıyor ve üstelik Ordunun rütbeli mensupları vatandaşla yan yana geldi. Belki Türkiye de eşine az rastlanacak bir dayanışma, kapıları halka açma yakınlaşması yaşanıyor.
Buraya kadar hersey normal değil mi?
Peki bu etkinlikte kim yoktu biliyor musunuz?
AK Partili Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Merkez İlçe Başkanları AK Parti İl Başkanı ve İlçe Başkanları… Evet fıkra bu kadar. Kendi genel başkanlarının, bu ülkenin cumhurbaşkanının belkide bu ülkeye en önemli kazanımlarından biri olan yerli ve milli savunma sanayi hamlelerinin Malatya halkıyla buluşmasına bu yukarıda saydığım kisiler Fransız kalmayı tercih ettiler.
Şimdi sebebini ben burada yazdığım zaman bize husumet besliyorsunuz. Diyorsunuz ki bize muhalif, bizi eleştiriyor. Doğruları yazıyoruz sadece. Herhalde Ali Bakan, kendi genel başkanının bu yaptığı hizmetleri beğenmiyor olduğundan katılmamış ya da sahiplenmemis olamaz. Sami Er herhalde bu yerli ve milli savunma silahlarını beğenmediği için katılmamış olamaz. Aynı saatte başka daha önemli bir programları da yoktu ve hepsi Malatya’daydılar.
Bir de buradan soralım bakalım: Hakikaten böyle bir etkinliğine neden katılmadınız, sebebi neydi acaba? Eğer ki çok özel değilse. Sn Sami Er siz neden katılmadınız mesela? Sn Ali Bakan siz nerdeydiniz? Başkan İlhan Geçit siz neden katılmadınız? Peki başkan Bayram Taşkın ya sizin mazerettiniz ne? Muhtemelen kem küm…
Ha diyeceksiniz ki biz biz askeri ve silah envanterlerinin sergilendiği böyle bir etkinliğe katılmak zorunda değiliz. Eyvallah. O vakit siyaset yaptığınız, partisinin çatısı altında seçildiğiniz Recep Tayyip Erdoğan’nın bizzat şahsına ve partisine ihanet etmiş sayılmıyor musunuz?
Peki sizce niye katılmadılar?
Yok canım heralde kendi Milletvekilleri bu işi organize ettiği için sırf iç siyasetteki yerel argümanlara takılıp kaldıklarından dolayı katılmamış olamazlar.
“Hadi canım sende” dediğinizi duyar gibiyim.
Evet maalesef cevabı bu!
Bulent Tufenkci ve MHP’li Gokhan Gök‘ün dışında kimseyi görmedik.
Derdimiz kimseyi sigaya çekmek değil, fakat memleketin hangi zihinler hangi küçük hesaplasmalarla yönetildiğini aşikar etmek boynumuzun borcu.
Ve bu köşeden bu yazıları da bu nedenle yazıyoruz.
Kendi vekili alkış almasın diye, kendi liderinin cumhurbaşkanının projelerini itibarsız hale getirenlerin Malatya dertleriyle hemhal olabilmeleri mümkün mü?
Bunların Malatya derdi yok! Siyasi hırs, ego, kapris, koltuk, kariyer planlamalarından başka hiç bir anlayışları da yok!
Madem bu iş zıvanadan çıktı, o vakit başka bir gelişmeyi de haber vereyim.
İnanç Hanımı hafta sonu lösemi tedavilerini başarıyla atlatan ve sağlığına kavuşan minik yavrularımızın rengarenk balonları havaya saldıkları İnönü Üniversitesi’nın o duygusal etkinliğinde gördüm. Kadınlar, çocuklar, öğrenciler, gençler fotoğraf çektirme yarışına girmişti. Şöyle sosyal medyadan izledim, 2 yılda bu sevgi bu tanınabilirlik nasıl oldu diye düşündüm.
Hani Malatya’ya hızlı treni mi getirdi hayır, metro mu getirdi hayır. Memleketi Süper Lige mi çıkardı hayır.
Evet belki bunları yapmadı ama daha zor olanı halkın gönlüne girmeyi başardı.
Aynı şefkati bu şehir belediye başkanlarından, diger vekillerden ve siyasi parti yöneticilerinden de görmek istiyor. Görmek istiyor ama umrunda olan kim!
Velhasıl sahada ciddi bir boşluk var. Var olan hizmetler noktasında gerekse yapılması gerekenler noktasında zaten kılını kıpırdattığı yok. Bari insanların evine giremiyorsunuz, hizmetinizle dokunamiyorsunuz gönlüne girin, kalbine dokunun. Buna yapanı da engellemeyin.
İşte sevgili Malatyalılar kimlerden hizmet beklediğimizi, hangi küçük oyunların büyük oyuncularından bu şehre bir çivi çekilmesini beklediğimizi görün lütfen.
Kendi liderini, kendi cumhurbaşkanını görmezden gelen bir anlayış yerelde birlik olur mu, Ankara’ya dertleri iletebilir mi, gitse bile muhatap alınabilir mi? Ben cumhurbaşkanı yerine olsam bende bunları tanımam.

Gazetecilik, öncelikle eleştiri kültürü içeren bir meslektir. Ancak objektif ve tarafsızlık ta olmalı. Bu etkinliğe katılmayan veya katılamayan kişilerin de mazeretlerini sormanız gerekmezmiydi?
Sorduk cevap vermeye dahi tenezzül etmediler.